Covid-19’a maruz kalan veya bu sebeple vefat eden sağlık çalışanlarının hakları açısından hangi statüde değerlendirilmesi gerektiği tartışmaları devam etmekte. Son olarak Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün “Covid-19 nedeniyle vazife malullüğü hk” konulu yazısı ile vazife malullüğü kurumu gündeme geldi. Daha önce sağlık çalışanlarının koronavirüs ile enfekte olması durumunda meslek hastalığı, iş kazası hususlarını değerlendirmiştik.

“Covid-19 İş Kazası ve Meslek Hastalığı” “Dünyada Covid-19’un Meslek Hastalığı Olarak Tanınma Süreci”  “Covid 19; Bir Meslek Hastalığı mı? İş Kazası mı?”Bugünkü yazımızda ise sağlık çalışanlarının koronavirüs ile enfekte olması durumunu bu kez meslek hastalığı ve vazife malullüğü kavramı açısından inceleyeceğiz.

Meslek Hastalığı Nedir?

Meslek hastalığı kavramı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 14. maddesinde “Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı zamanda 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3. maddesinde meslek hastalığının “Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalığı” ifade ettiği belirtilmiştir. Uygulamada meslek hastalığının varlığının kabul edilebilmesi için;

  • Sigortalı bir kişi olması,
  • Sigortalı kişinin işinin niteliği veya işin yürütüm koşulları sebebiyle tekrarlanan bir sebebe bağlı olarak bir hastalığın ortaya çıkması,
  • Sigortalı kişinin bu hastalık neticesinde bir zarara uğraması,
  • Hastalık ile zarar arasında nedensellik bağının olması şartlarının gerçekleşmiş olması aranmaktadır.

Meslek hastalığı kavramının karakteristik unsurunun hastalığın sigortalının işinin niteliği veya yürütüm koşullarına bağlılık olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak hangi hastalığın sigortalının işinin niteliği veya yürütüm koşullarına bağlı olarak ortaya çıktığının saptanması her zaman kolay olmamaktadır. Bu nedenle ülkemizde liste yöntemi tercih edilmiş ve meslek hastalıkları, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin ikinci eki olarak Meslek Hastalıkları Listesi’nde gruplar halinde belirtilmiştir. Sigortalıda Meslek Hastalıkları Listesi’ndeki hastalıklardan birinin ortaya çıkması halinde hastalığın işinin niteliği veya işyeri koşulları içinde ortaya çıkması yeterli kabul edilmekte ve başkaca hiçbir koşul aranmamaktadır. Diğer yandan listede yer almayan bir hastalığın bir hastalık Meslek Hastalıkları Listesi’nde yer almasa dahi bu hastalığın işin niteliği veya yürütüm koşullarından kaynaklandığının yeterli tıbbi veri ispatlanması halinde bu hastalık da Sosyal Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kurulu kararıyla meslek hastalığı olarak kabul edilmektedir.

Vazife Malûllüğü Nedir?

Sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(c) bendi kapsamındaki sigortalıların çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetmesi durumunda buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir (m.47).

Vazife malûllüğü, 5510 sayılı Kanun açısından yalnızca 4-c’li sigortalılara tanınmış bir hak olup, sigortalıyı vazifeleri ile ilgili iş kazasına uğraması sonucunda oluşan malûllük riskine karşı korumak için getirilmiştir.  5510 sayılı Kanun’un 4-c kapsamında sigortalı olan kamu görevlilerinin malûl olması hali (%60 oranında çalışma gücü kaybı ve vazifelerini yapamayacak derecede meslekte kazanma gücüne uğramaları) görevle ilgili belirli şartlarda gerçekleşmişse vazife malûllüğü aylığına hak kazanılır.

Sağlık Çalışanları ve COVID -19

Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün “Covid-19 nedeniyle vazife malullüğü hk” konulu yazısında vazife malullüğü ile ilgili yasal düzenlemeye yer verilmiş ve aşağıdaki açıklamada bulunulmuştur:

“…Bu kapsamda çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı ortaya çıkan meslekte kazanma veya çalışma gücü kayıpları ile vefat hallerinde sigortalılar, illiyet bağının kurulması şartıyla, “Meslek Hastalığı” ile “Vazife Malullüğü” kapsamındaki sosyal güvenlik haklarından yararlandırılabilmektedir.

Sağlık çalışanlarından görevlerini yapmakta iken, görevlerinin çeşitli sebep ve tesiri ile Covid-19 tanısı ile tedavi alıp tedavi sonucu Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sağlık Kurulunca “malul” olduğuna karar verilenler ile hayatını kaybedenlerin kendilerinin veya yakınlarının başvurularına istinaden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 14 üncü ve 47 nci maddelerine göre “meslek hastalığı” veya “vazife malullüğü” hükümlerinden yararlandırılmaları söz konusu olabilecektir”

Covid-19 ile enfekte olan sağlık çalışanının meslek hastalığı ile ilgili hükümlerden yararlanabilmesi için Covid-19 enfeksiyonunun işin niteliği veya yürütüm koşullarından kaynaklandığını yeterli tıbbi veriyle ispatlaması gerekmektedir. Zira şu aşamada Covid-19 Meslek Hastalıkları Listesi’ne alınmamıştır.

Diğer taraftan; Covid-19 ile enfekte olan sağlık çalışanının vazife malûlü olarak değerlendirilebilmesi için öncelikle enfeksiyonun gerçekleştiği anın tespit edilmesi gerekecektir. Sigortalı sağlık çalışanı, Covid-19 enfeksiyonunu, vazifesini yaptığı sırada veya vazifesi dışında idarelerince görevlendirildiği herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken kaptığını ispatlamalıdır. Ayrıca sigortalı sağlık çalışanının çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetmesi gerekmektedir.

Covid-19 hastalarının ne kadar sürede tam olarak iyileştiği, kişilerde ne tür hasar bıraktığı halen bilinmemektedir. Kalp damar hastalıklarına, solunum sıkıntısına neden olduğu belirtilmekle birlikte her hastada farklı derecede ve nitelikte zarara yol açmaktadır.  Kişinin %60 oranında malul olabilmesi için yönetmeliğe göre örneğin;

“1. Kronik Pulmoner Yetmezlik: Kronik obstruktif akciğer hastalığı, kronik restriktif akciğer hastalığı, klinik olarak belgelenmiş akciğer hastalığına bağlı olarak gaz değişiminde kronik kalıcı bozulma olan durumlar

  1. Ağır fonksiyonel etkilenme; istirahat PO2 değeri  50 mmHg’dan az veya 60 mmHg’nın altında ve beraberinde pulmoner hipertansiyon, kor pulmonale, egzersizle artan ağır hipoksemi bulgularının olması

Veya

  1. İdame tedaviye rağmen ağır veya çok ağır dispne (Modified medical research council, MMRC 3-4), şiddetli fizik muayene bulguları ve  spirometride  hastalıkların tanısı dikkate alınarak; FEV1 <%45; FVC <%45; DLCO<%45 veya VO2 maks<15ml/kg-dk olması
  2. Kalp Yetmezliği
  3. Maksimum medikal, cerrahi ve perkutan tedaviye rağmen, NYHA evre 3-4 semptom ve bulguları olan ve ejeksiyon fraksiyonu %30’un altında olan kalp yetmezliği
    veya
  4. Maksimum medikal, cerrahi ve perkutan tedaviye rağmen, NYHA evre 3-4 semptom ve bulguları olan İnvaziv olarak ölçülmüş kardiyak indeksi 2.2 nin altında, pulmoner kapiller kama basıncı 18 mmHg üzerinde olan kalp yetmezliği” gibi durumların Covid-19’a bağlı gerçekleştiğinin tespiti gerekecektir.

Sağlık Bakanlığı’nın son yazısına göre önemli bir diğer husus ise; sağlık çalışanının işçi statüsünde ya da kamuda çalışmasına göre hangi hükümlerin uygulanacağıdır. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk; “Eğer çalışan işçi 4A statüsündeyse meslek hastalığı kapsamında oluyor, memursa da vazife malulü kapsamında oluyor” demişti. Bu açıklamaya göre; örneğin; 4-a sigortalılık statüsü kapsamında çalışan bir işyeri hekiminin Covid-19 olması halinde meslek hastalığı, 4-c sigortalılık statüsü kapsamında kamu kurumunda çalışan bir sağlık çalışanı ise vazife malullüğü hükümlerinden yararlanabilecektir. Ancak her iki hükmün ihtivası aynı nitelikte olmayıp şartları ve sağladığı haklar farklılık içermektedir.

Bu sebeplerle, gündeme gelen bakanlık yazısı her ne kadar bir aşama kaydedildiğini gösterse de tam anlamıyla ihtiyaca yönelik bir açıklama getirmemektedir. Meslek Hastalıkları Listesi’nde de sağlık çalışanları açısından Covid-19 bir meslek hastalığı olarak belirtilmemesi, hem vazife malullüğü hem de meslek hastalığı açısından illiyet bağı kurulması şartı, sağlık çalışanları açısından durumu oldukça zorlaştırmaktadır. Zira Covid-19’un mesleki faaliyet nedeniyle bulaştığının ispatı yani illiyeti belirlemek oldukça zordur. Elbette işverenin/kurumun yeterli koruyucu ekipman sağlayıp sağlamadığı, maruziyeti azaltmak amacıyla iş yerinde önlem alıp almadığı, ne sıklıkla nöbet ya da görevlendirme yaptığı vb bu değerlendirmelerde önem taşır ancak sağlık çalışanlarının diğer iş kollarına göre daha yoğun biçimde Covid-19 hastalarına, temaslılarına maruz kaldıkları tartışmasızdır. Sağlık çalışanları açısından Covid -19 nedeniyle meslek hastalığı ve vazife malullüğü için illiyet bağının varlığının kabulü gerekmektedir. Aksi durumda, aylardır pandemi ile mücadele eden sağlık çalışanlarının, hakları için uzun yargılama süreçleri ile karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacaktır. Nedensellik ilişkisinin kurulması konusunu da ayrı bir yazıda örneklerle değerlendireceğiz.

Av. Cansın Kaya

Av. Yazgülü Taştemir