2020 yılı dünya çapında patlak veren COVID-19’un gölgesinde devam etmektedir. Dünya çapında çok sayıda insan sosyal izolasyon için daha önce geçirmedikleri kadar süreyi evlerinde arkadaşlarından, tanıdıklarından, aile üyelerinden ve gündelik hobilerinden uzakta geçirdi; bu sırada sahada olmak zorunda olanlar ise çok daha yoğun bir tempoyla çalışmak ve virüs korkusuyla yüzleşmek zorunda kaldılar.
Pandeminin getirdiği yalnızlık, korku, kaygı gibi duygu durumları aynı zamanda ruhsal farkındalığı da geçmişe göre daha fazla gündeme taşımış oldu.
Ruh sağlığı, bireyleri ve dolayısıyla toplumu etkileyen bir olgudur. Modern dünyada insan günlük hayatında birkaç yüzyıl önceye göre daha fazla durumla ilgilenmekte ve dolayısıyla daha fazla stres etkeniyle karşılaşmaktadır. Bunun yanı sıra, insanın başına gelen ve onu derinden etkileyen olumsuz yaşam olayları neticesinde oluşan travmalarla baş etmesini de güçleştirmektedir.
Fiziksel, ruhsal ve sosyal iyi oluşun bütüncül bir şekilde birleşimini Dünya Sağlık Örgütü “sağlıklı” olmak olarak tanımlamaktadır. 1992 yılından beri Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 10 Ekim “Dünya Ruh Sağlığı Günü” olarak kutlanmaktadır. Her sene başka bir tema üzerinden kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün 2020 yılı teması ise Herkes İçin Ruh Sağlığı. Dünyadaki her 4 insandan 1’inin psikolojik patolojisinin olması ve dünyada her 40 saniyede bir kişinin ruhsal problemleri sonucu intihar etmesine rağmen Ruh Sağlığı alanına yeterince önem verilmemektedir.
Bugünün kutlanmasının amacı dünya çapında ruhsal problemlerle boğuşan milyonlarca insana karşı farkındalık yaratmak ve bu sayede toplumda ruh sağlığının öneminin daha bilinir olması hedeflenmektedir. Konu hakkında yapılan araştırma/yatırımların arttırılması ile alandaki çalışmaların ilerlemesi teşvik edilmeye çalışılmaktadır. Bu kapsamda, Dünya Sağlık Örgütü yayınladığı mesajlarda ruh sağlığına yapılan yatırımın ekonomik boyutuna da vurgu yapıyor. Depresyon ve kaygı bozukluğu hastaları için yapılan her 1 Dolar yatırımın üretime 5 Dolar olarak katkıda bulunacağı, uyuşturucu bağımlılığı için kanıta dayalı tedaviye yatırılan her 1 Dolar için suç oranındaki azalmalar ve ceza adalet maliyetlerindeki azalmadan dolayı 7 Dolar olarak geri döneceği öngörülmektedir.
Ülkemizde, Ruh Sağlığı alanı hala geleneksel kalıpların yıkılmadığı ve insanların yardım almaktan çekindikleri bir alandır. Ülkemizde genel sağlık sigortasının kapsadığı ruhsal yardım sadece devlet hastanelerindeki psikiyatri klinikleriyle sınırlıdır. Ülkemizde psikopatolojilere müdahale çoğunlukla ilaç tedavisi olarak uygulanmaktadır ve psikoterapötik yardım hizmeti oldukça sınırlı olarak verilmektedir. Psikoterapi hizmetinin kamu hastanelerinde sınırlı olarak en derin sorunlara veriliyor olması işlevselliği daha yüksek olan ve ruhsal problemleri olan kişilerin ihtiyaçları olan ruhsal yardıma ulaşamamaları ve sorunlarının giderek büyümesine neden olmaktadır.
Dünya çapında sağlık harcamaları için ayrılan bütçeden ruh sağlığı alanı ortalama %2’lik bir pay almaktadır. Ruh sağlığı hizmetlerinin herkes için kapsamının genişletilerek daha ulaşılabilir olması için yatırımların ve verilen önemin arttırılması gerekmektedir. Bunun için sağlık politikalarının yanı sıra sivil toplum örgütlerinin çalışmaları, medyada ruh sağlığına ilişkin içeriklerin arttırılması, ruh sağlığı konusundaki bireysel farkındalığımızı arttırmak ve tutumlarımızı değiştirmek de geleneksel negatif tutumumuza iyileştirici etki sağlayacaktır. Bu yazı vesilesiyle okuyan herkesi duygularını anlamaya, yaşadıkları psikolojik sorunları değerlendirmeye ve kendi ruhsal farkındalıkları için kısa bir süre düşünmeye davet ediyorum. Tüm dünyada ve ülkemizde ruh sağlığına gereken önemin ve desteğin verildiği nice 10 Ekimler kutlamak dileğiyle…
Uzman Klinik Psikolog İrem Ünal
Bir Cevap Yazın