Resmi Gazetede 23.02.2022’de yayımlanan, 2021/122E-2021/92 sayılı kararı ile Anayasa Mahkemesi; özel sağlık kuruluşlarında görev yapan sağlık personeline karşı işlenen tehdit, hakaret suçlarında cezaların, kamuda çalışan sağlık çalışanlarında olduğu gibi yarı oranında artırılmasını ve hapis cezasının ertelenmemesini düzenleyen kanun hükmünün iptal talebini reddetti.
Başvuru Özeti:
Ceyhan 1. Asliye Ceza Mahkemesi; Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 12/2-a ve b fıkralarında yer alan düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla AYM’ye başvurdu. Başvurunun gerekçesi olarak özetle şu şekilde belirtilmiştir;
“…Kamu görevlisi olarak kabul edilen özel sağlık kurumu çalışanlarına yönelik tehdit ve hakaret suçlarının işlenmesi durumunda suçun nitelikli hâlinin meydana geldiği, buna rağmen söz konusu fiil nedeniyle cezalarda yarı oranında artırım öngörülmesinin mükerrer cezalandırmaya sebebiyet verdiği, mükerrer cezalandırmanın hukuk devleti ve aynı suçtan dolayı iki defa yargılanmama ilkelerini ihlal ettiği, ayrıca mağdur olan sağlık çalışanlarına böyle bir ayrıcalığın tanınmasının kanun önünde eşitlik ilkesiyle çeliştiği, itiraz konusu kuralların sağlık personeline karşı görevlerinden dolayı işlenen tehdit ve hakaret suçlarından verilen hapis cezalarının ertelenmesini engellediği, bu engellemenin aynı hukuki durumda olanlar arasında eşitsizliğe neden olduğu belirtilerek kuralların Anayasa’nın 2., 10., 38. ve 141. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür”
Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirme özeti:
- Başvuruya konu hükümlerde belirtilen ceza artırımı ve hapis cezasının ertelenmesinin yasaklanmasının amacı; kamu düzeninin korunması ve sağlık personelinin huzur ve sükunu, şöhret veya haklarının korunmasıdır.
- Hangi şartlar altında hapis cezasının ertelenmesine karar verilebileceği, Anayasa’ya uygun olmak kaydıyla kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında olup itiraz konusu olan kural orantısız değildir.
- Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı çerçevesinde devletin pozitif yükümlülükler kapsamında sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenlemektedir. Sağlık çalışanlarının hedef alındığı suçların yaygınlaşması sağlık hizmetinin verimli şekilde verilememesine de neden olduğundan anılan yasal düzenlemeye yer verilmesinde kamu yararı gözetilmiştir.
- Sağlık çalışanları, görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılmaktadır. Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçu bu suçun daha fazla cezayı gerektiren nitelikli halidir. 5237 sayılı kanun çerçevesinde, kamu personeli nitelikli halinden belirlenen ceza üzerinden sağlık çalışanı olması sebebiyle yarı oranında bir artırım öngörülmektedir. Yani hakaret suçunda cezanın belirlenmesinde iki nitelikli hâlin değerlendirilmesi söz konusu olacaktır.
- Kural olarak suç ve ceza arasında adalete uygun bir oranın bulunup bulunmadığının belirlenmesinde benzer bir suç için öngörülen ceza ile yapılacak kıyaslamanın değil o suçun yarattığı etkinin ve sonuçlarının dikkate alınması gerekmektedir.
- Sağlık hizmetleri niteliği itibariyle belirli bir düzen içinde sunulması gereken, kişilerin ve toplumun varlığı ve huzuru yönünden vazgeçilemez, ertelenemez ve ikame edilemez hizmetlerdendir. Kanun koyucunun sağlık çalışanlarına karşı işlenen suçlarda son yıllarda artış olduğunu değerlendirerek itiraz konusu kuralları öngördüğü anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kuralların sağlık personeline karşı anılan nitelikteki suçların işlenmesini önleme amacıyla düzenlendiği açık olup bu amaçla öngörülen farklı muamelenin makul ve nesnel bir temele dayanmadığı söylenemez.
Değerlendirmemiz:
AYM’nin bu kararı birkaç açıdan önem taşımaktadır. Öncelikle; sağlık hizmeti sunumu devletin pozitif yükümlülüklerinden olup kendi eliyle veyahut özel hizmet sunumuyla yürütülmesinde fark gözetilmeksizin, sağlık hizmeti sunumunun; kişilerin ve toplumun varlığı ve huzuru yönünden vazgeçilemez, ertelenemez ve ikame edilemez bir yükümlülük olduğu ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının bu hizmet sunumunu sekteye uğratması, sağlık çalışanlarının da yaşam ve güvenli ortamda çalışma haklarını tehdit etmesi sebebiyle itiraza konu yasal düzenlemelerin yapılmasında kamu yararı amacı gözetilmiştir. Bir diğer husus ise; sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarındaki artış sebebiyle, cezaların artırımı ile caydırıcılık amaçlanmıştır.
Elbette AYM’nin bu kararı, konuyla ilgili bazı soru işaretlerine nokta koymuştur. Ancak defaten vurguladığımız üzere mevcut yasal düzenlemelerin uygulanmasındaki ve etkililik denetimindeki sorunlar giderilmedikçe cezaların artırımı anlamsız ve işlevsiz hale gelmektedir.
Ayrıca itiraza konu hapis cezasının ertelenmesi düzenlemesinin dışında; hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kamu davasının açılmasının ertelenmesi, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar(adli para cezası vb) gibi kurumların sağlıkta şiddet olaylarında uygulanmasının önünde bir engel yoktur. Sıklıkla, sanıklar hakkında adli para cezası verilmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi durumlarıyla karşılaşıldığından, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayan faillerin cezalandırılmadığı algısı yaygındır.
AYM başvurusuna konu olan Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda yapılan düzenlemelere ilişkin detaylı değerlendirmelerimizi linkten
https://www.yorulmazmedikolegal.com/saglikta-siddetin-onlenmesine-yonelik-yapilan-nisan-2020-tarihli-yasal-duzenlemenin-degerlendirilmesi/ okuyabilirsiniz.