Bilindiği gibi, “tıbbi malpraktis” için yapılan klasik tanım, yerini artık “hastalar, hekimler, avukatlar ve sigortacıların yer aldığı finansal bir sistemdir” tanımlamasına bırakmıştır. Bu kapsamda Tıbbi Uygulama Hatası İddiaları günümüzde yadsınamaz bir artış göstermektedir. Başlatılan hukuki süreçlerin, tüm taraflar için katastrofik yönü dava süreleridir.
Yorulmaz MedikoLegal, kurumsal yönetim sistemlerini etkin şekilde kullanarak bu sürelerin kısaltılmasına odaklanmıştır. Bu amaçla hazırlanmış profesyonel yazılım altyapısı ile iddianın gerçekleştiği lokasyondan bağımsız olarak gecikmeleri ortadan kaldırmaktadır. Yorulmaz MedikoLegal Kurumsal Yönetim Sistemi kişisel verilerin korunması ilkelerine uygun olarak dava konusu dosyanın tamamının elektronik ortamda hızlı bir şekilde temin edilip incelenmesine katkı sağlar.
Bir ön inceleme sonrası tıbbi dosyaların standart bir şekilde derlenmesi deneyimli uzmanlarca gerçekleştirilir. Malpraktis iddiasının değerlendirmesine hazır olan dosya; taraf avukatı ve sağlık hukuku konusunda deneyimli bir adli tıp uzmanı eşliğinde, tıbbi sürece katılan tüm hekimlere olumlu ve olumsuz yönleri ile sunulur. Bu toplantıda konsensüs sağlanamayan konularda, ilgili branşlardan ve farklı adli tıp uzmanları ile sağlık hukukçularından bağımsız görüş temin edilir. Böylelikle, erken medikolegal risk yönetimi şansı yakalanır. Üzerinde anlaşılan konular çerçevesinde medikolegal savunma stratejisi hazırlanır. Uzlaşma prosedürü ya da davaya gidilme yolu benimsenir.
Sağlanan bu objektif veri; haklarında şikayet bulunan tüm hekimlerin, sigortacıların, hastane yöneticileri ve taraf avukatlarının önlerini görebilmelerini ve aksiyon kararı alabilmelerini sağlar. Multidisipliner bir yaklaşımla oluşturulan bu hizmet talep edildiğinde, sürece farklı yönlerden yaklaşılmak sureti ile hastalar, sigortacılar, hukukçular ve hekimler gibi tüm tarafların yararlanmasını sağlayacak bir dataya dönüştürülebilmektedir.
Sigorta şirketlerinde;
Mesleki Sorumluluk ve Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mesleki Sorumluluk Sigortasından kaynaklanan taleplerde,
Sağlık kurumlarında;
Türkiye’de bilirkişilik hizmetleri uzun zamandan beri eleştirilerin odağındadır. Bu kapsamda bilindiği üzere 2005 yılından bu yana, Ceza Muhakemesi Kanunu m.67/f.6, 68/f.3, 178, 179 uyarınca ceza muhakemesinde taraflara da bilirkişi seçme yetkisi öngörülmüş ve böylece ceza muhakemesi süjelerinin bilimsel görüşlerden kapsamlı ve çok yönlü bir biçimde yararlanabilmeleri olanağı tanınmıştır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, uzman kişi (CMK m.178), bilirkişi (CMK m.179) olarak adlandırılan bu kişilerin hazırlayacakları raporlara uzman mütalaası (CMK m.67), bilimsel mütalaa (CMK m.68/f.3) adı verilmiştir.“Bilirkişi raporu, uzman mütalaası” başlığını taşıyan CMK m.67/f.6 uyarınca taraflar, soruşturma veya kovuşturma konusu olayla ilgili olarak veya bilirkişi raporunun hazırlanmasında değerlendirilmek üzere ya da bilirkişi raporu hakkında, uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler. Ayrıca CMK’da yer alan bu düzenlemeye paralel olarak 01.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 293. Maddesinde uzman görüşü müessesesine yer verilmiştir.
Söz konusu düzenlemenin tüm taraflara kısmen de olsa nefes aldırdığı açıktır. Ancak iyi bir bilirkişilik hizmetinden yararlanılabilmesi için dosyanın tam olması, adli bilimler kapsamında tüm delillerin bilimsel standartlara uygun olarak, taraf denetimine açık olarak dosyaya kazandırılması gerekmektedir. Bu oldukça profesyonel bir bilgi birikiminin bir çeşit dava danışmanlığı kapsamında hukukçularla paylaşılmasını gerektirmektedir. Bu çerçevede Yorulmaz MedikoLegal yukarıda belirtilen yasal mevzuat kapsamında, uygun bulduğunda uzman ve akademisyen üyeleri ile mütalaa hazırlamanın yanı sıra gerekli delillerin uluslararası standartlara uygun olarak incelenmesine fırsat sağlayacak katkıları sağlamaktadır.