Elbette bu yazının başlığı yukarıdaki değil. Başlıkta sözü edilen, fiziksel yaralanma olmadığında zarar görmediğimizin düşünülmesi ya da aslında zarar derken sadece fiziksel zararın belirtilmeye çalışılması; bazen biz hekimler tarafından da bir hekim hatası olarak “adli raporlara” yansıyor.

Adli raporlarda ruhsal travmayı belgelemiyoruz. Bu özellikle de sağlık çalışanlarına yönelik şiddette sık görülen bir hata. Bu hatayı düzeltmeye talip bir ekip olarak “Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet ve TCK’da Ruhsal Travma” başlıklı bir yazı yazmalıydık ve yazdık. Bu bilirkişi olarak sorumluluğumuz.

Başkentte, Ankara’nın göbeğinde gerçekleşen şiddet ve diğer örnekler, Türkiye’deki tüm hekimlerin ruhsal travma geçirmesine, ruh sağlığının bozulmasına yol açtı. Dilerim Türk Psikiyatri Derneği bu konuyu ayrıntılı olarak ele alır.

Dilerim Adli Tıp Uzmanları derneği tüm raporları yazabileceğini ilan eder. Dilerim sadece barikattaki değil, Ankara’ya 500- 700 km uzaktaki sağlık çalışanlarının nasıl travmaya uğradığı görülür ve ülkemizin değerli hukukçuları onların da Ankara’daki ya da diğer davalara nasıl müdahil olabileceklerini açıklarlar, hak kayıpları için.

sağlıkta şiddet

Dilerim değerli halkımız, bu saldırılarla sağlık hakkından yoksun bırakıldıklarını, ölüm korkusu içindeki sağlık çalışanlarından iyi hizmet alamadıklarını görür hak kayıpları için bu saldırganlardan davacı olurlar. Umarım doktoru, hemşiresi, işçisi, şoförü hepimizin nasıl zarar gördüğümüz anlaşılır.

Travma; vücutta oluşturabileceği fiziksel zararlar ile birlikte, ruh sağlığını da önemli şekilde etkilemektedir. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) en çok bilinen bozukluk olsa da, travma sonrası kronik psikiyatrik bozukluklar çok ve çeşitlidir. Travma sonrası depresyonlar, intihar riskine ve kendine zarar verme davranışlarına yol açabilmektedir.

Travma sonrası anksiyete bozuklukları (agorafobi, özgül fobi, obsesif kompulsif bozukluk, ayrılık anksiyetesi, sosyal fobi) gelişebilir. Şiddetli bir travma sonrası post travmatik semptomlar ile birlikte kronik psikotik semptomların birlikte ortaya çıkması da mümkündür (travma sonrası şizofreni, ruh hali ile uyumlu psikotik özelliklerle travma sonrası depresyon, şizofrenik olmayan travma sonrası psikotik bozukluk ve travmaya bipolar reaksiyon).

Travmatik bir maruziyetle aynı zamanda meydana gelen fiziksel bir yaralanma, daha sonra travma sonrası stres bozukluğu geliştirme riskini artırır ve bu da fiziksel sağlığın öznel algısını (somatoform ve psikosomatik bozuklukların gelişimi, sarsıntı sonrası eşlik eden hastalık) etkiler. Travma, bir kişinin biyografisinde, sosyal aktivitelerinde olduğu gibi iç fizyolojik işleyişinde de (içgüdüsel işlev ve davranışların etkileri, kişilik değişiklikleri, mesleki ve kişisel yaşama uyum güçlükleri) bir kopmaya neden olabilir.

Yukarıda belirtilen durumlar; maruz kalınan travmanın (ölümle tehdit, mobbing vb) tek tıbbi delili olabileceği gibi, ayrıca fiziksel zararın oluştuğu travmalarda (kasten yaralama) Türk Ceza Kanunu uygulamasında failin cezasının artmasına yol açabilmektedir.

TCK Madde 86:

(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(3) Kasten yaralama suçunun;

  1. a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
  2. b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
  3. c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
  4. d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
  5. e) Silahla, İşlenmesi halinde şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”

Madde metninde görüldüğü üzere basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olan yaralanmalarda, failin cezası düşürülmektedir.

Yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olup olmadığı hususu ülkemizde hekimler tarafından belirlenmektedir. Bu konuda değerlendirme yapılırken; Adli Tıp Uzmanları Derneği, Adli Tıp Derneği ve Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen ve 2019 yılında güncellemesi yapılan “Türk Ceza Kanunu’nda Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adli Tıp Açısından Değerlendirilmesi Rehberi” kullanılmaktadır.

Rehberde, yaralanmayı/travmayı adli açıdan değerlendirme konusunda sadece fiziksel zararların değil aynı zamanda ruhsal zararların da değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Yaralanmanın/travmanın kişi üzerindeki etkisine karar verilirken travmanın şiddeti, ruhsal etkilenimin süresi, hastanın klinik durumu ve işlevselliği ve nedensellik gibi faktörler değerlendirilerek karar verilmektedir.

Travma sonrası oluşan ruhsal semptomlar psikiyatri uzmanları ile multidispliner olarak değerlendirilerek, posttravmatik bulgular ile olay arasında nedensellik bağı tartışılmakta ve ruhsal etkilenimin basit bir tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceğine karar verilmektedir.

Elbette nedensellik bağı ve ruhsal etkilenimin şiddetinin belirlenmesi için olaydan hemen sonra ruhsal muayenenin yapılması önem taşımaktadır. Burada da, mağdurun ilk muayenesini yapıp genel adli muayene raporunu düzenleyen hekimlerin, birtakım psikiyatrik semptomlar tespit ettiği anda bu bulguların detaylı olarak belgelenmesi açısından ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinden konsültasyon istemesi gerekmektedir.

İlk ruhsal muayeneden sonra gerekli görülürse takip muayeneleri yapılarak ruhsal semptomların iyileşme süresinin tespit edilmesi adli tıbbi değerlendirme açısından önem taşıyacaktır.

Fiziksel yaralanmanız olmasa ya da basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek kadar hafif olsa dahi ruhsal travmanız basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek boyutta olabilir. Sıklıkla da sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olgularında durum böyledir. Bu nedenle ruhsal travmanın belgelenmesi hak kaybını önler.

Yorulmaz Medikolegal ekibi olarak; fiziksel ve psikolojik tüm travmalarda oluşabilecek, post-travmatik psikiyatrik bozuklukların yukarıda belirtilen rehber çerçevesinde değerlendiren raporların temin edilmesine katkı sağlayabiliriz.

Bu nedenle durumun tüm sağlık çalışanlarına iletilmesini talep ederiz. Böylelikle saldırganların hak ettikleri cezaları alması, cezasız kalmaması yanı sıra yuvamız saydığımız iş yerlerimizde uğradığımız ruhsal travmalar belgelenecektir.