Adli Muayene ve Adli Raporlar

Hekimler mesleki uygulamaları içinde çeşitli tipte raporlar hazırlarlar. Bunlar arasında en sık hazırlanan sağlık ve hastalık raporlarıdır.

Sağlık raporları tek hekim ya da kurul raporu şeklinde olabilir. Sağlık raporlarında kişinin sağlık durumu hakkında bilgi verilir ve sürücü belgesi alma, silah ruhsatı alma, işe giriş, yuva veya sportif faaliyetlere dahil edilme ve bunun gibi durumlarda kullanılır.

Hastalık raporunda ise kişinin hastalığı ve tıbbi durumu hakkında bilgi verilir ve gerekiyorsa istirahat ya da belli şartlar altında çalışma veya eğitim hayatını sürdürmesi kanaati belirtilir. Bu noktada özellikle istirahat raporlarında azami dikkat gerektiği hatırlanmalıdır. Hekimin gerçek dışı rapor vermemesi gerekir. Gerçek dışı raporların hekimleri yasa karşısında zor duruma sokma olasılığı bulunmaktadır. Kişiler gerçekte hasta olmadıkları halde istirahat raporu almak için hekimleri zorlayabilirler. Hekimlerin yapması gereken; hastanın bulgularını kayıt altına alıp, rapordaki kanaatlerinin alt yapısını belgelemeleridir.

Üçüncü olarak adli-tıbbi raporlar bulunmaktadır. Mahkeme veya savcılıklar tarafından çeşitli konularda tıbbi bilirkişilere (hekimlere) sorulan sorulara yanıt vermek amacıyla hazırlanan raporlardır.

Hekimlerin Adli Makamlar Tarafından Bilirkişi Atanmaları

Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 62-73. maddeleri arasında bilirkişi atanması ile ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. Bilirkişi, adli makamlara “çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde” görüş bildirir. Hekimler tıbbi konularda mahkemeler ya da savcıların istekleri üzerine bilirkişi olarak atanır.

Diğer yandan, bir davanın tarafları, bir doktordan rapor isteyebilirler. Bu durumda, bu kişilerin hazırlayacakları raporlara uzman mütalaası veya bilimsel mütalaa adı verilir.

15 Yaş Altı Çocukların Muayeneleri Esnasında Adli Yönden Dikkat Edilecek Noktalar

Çocuğun adli muayenesinde ilk adım, hekimin kendinden istenenin ne olduğunu anlamasıdır. Bu nedenle adli makamlardan gelen evrak içindeki soruya dikkat edilmelidir. Adli makamlar bu yaş grubunda sıklıkla yaralanma, fiziksel istismar, cinsel istismar, yaş tayini, suça süreklenen çocuklar için ceza ehliyeti ve hekim hatası iddiası ile ilgili sorular sorarlar. Ancak, adli makamlar, söz konusu dava ile ilgili çok değişik sorularda sorabilirler.

Pediyatrik adli muayene, yukarıda sıralanan durumlarda yapılır. Bu muayenede önemli noktalar şunlardır; hikâye alma, ayrıntılı dokümantasyon, fotoğraflama, gerekiyorsa örnek alma, raporlama ve gerekirse adli sürecin başlatılması.

Hikayede, küçüğün yasal temsilcisinin ya da yakınlarının ifadeleri, kendi kelimeleri ile rapora yazılmalıdır.

Fotoğraflama yapılırken, renk skalalı adli cetvel kullanılması uygun olur.

Eğer yeni bir cinsel saldırı varsa vücuttaki olası noktalardan sperm gibi biyolojik örneklerin ya da olası kıl vb için örnekleme yapılmalıdır.

Ayrıntılı dokümantasyonun adli muayene formunda olması tercih edilir ve gerekirse çizimlerle desteklenmelidir. Raporlar mümkün olduğunca ayrıntılı yazılmalı ve elektronik hastane sistemine kaydedilmelidir.

15 Yaş Altı Çocuğu Muayene Eden Hekimin Yasal Sorumlulukları

Adli olaylarda bilgisinden yararlanılan kişilere bilirkişi denir. 16 yaşından küçükler ile ilgili tıbbi konularda hakim veya savcı, hekimlerin çocuğu muayenesini ya da dosya tetkiki ile sonuca varılmasını isteyebilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 62-73 maddeleri bilirkişilikle ilgili hükümleri içermektedir. Bu kanuna göre; hekimlerin “Bilirkişiliği kabul yükümlülüğü” bulunmaktadır. Diğer bir deyişle hekimler bilirkişilik görevini doğrudan reddedemezler. Ancak bilirkişi raporunda her zaman belli bir kanaate varılacak kuralı bulunmamaktadır. Yani, hakim ve savcının bilirkişi ataması sonucu hasta hakkında sorduğu soru ile ilgili gerekli muayene ve tetkikler mutlaka yapılır, ancak bunlar bir karara varılmasını gerektirmez.

Bir örnekle açıklamak gerekirse, kronolojik yaşı 14 olan bir çocuğun biyolojik yaşının belirlenmesi amacıyla bir hekime gönderildiğinde; hekimin yaş tayini konusunda yeterince bilgisi olmaması benzeri gerekçelerle bilirkişilik reddedilemez. Ancak gerekli muayene ve tetkikler yapıldıktan sonra eğer hekimde hastanın yaşı konusunda bir kanaat oluşmazsa, bilirkişi raporu “bir sonuca varılamadığı” şeklinde yazılabilir.

Suçun İhbar Edilmesi

Türk Ceza Kanununun 280. maddesi şöyledir: ”Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. Bu madde kamuda çalışan ve çalışmayan tüm sağlık çalışanlarının, bir suç ile karşılaşıldığında bildirimini zorunlu kılar. Ayrıca Türk Ceza Kanunu 279. Madde de, kamu görevlisi sağlık çalışanlarının, suçu bildirme zorunluluğu ayrıca belirtilmiştir.

Özetle, ister kamu ister özel sektörde çalışsın, mesleğinin icrası esnasında bir suç işlendiğini öğrenen sağlık çalışanı, ihbarla yükümlüdür.

Suç ihbarının yapılma yöntemi

Hekimler bir suç mağduru ile karşılaştıklarında, ihbarı değişik yöntemlerle yapabilirler.

Öncelikle çalışılan sağlık kuruluşunun sisteminde (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi), hastanın sayfasındaki “adli vaka” kutucuğunu işaretlemelidir. Adli Vaka kutucuğu işaretlendiğinde, adli kurumlar doğrudan bilgi sahibi olacaktır ve hekimin ihbar için daha fazla bir şey yapmasına gerek yoktur.

Ancak özellikli bir vaka ile karşılaşıldığında daha aktif ihbar yöntemleri seçilebilir. Öncelikle çalışılan kurum yönetimine yazılı olarak bilgi verilebilir. Örneğin başhekimliğe durumu anlatır bir dilekçe vermek gibi. İkinci seçenek, bir karakola giderek yazılı başvuruda bulunmaktır. En etkin seçenek doğrudan Cumhuriyet Savcılığına yazı yazmak ya da nöbetçi Cumhuriyet Savcısına telefon etmektir.  

Hangi işlem yapılırsa yapılsın, çalışılan sağlık kuruluşunun sistemine (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi) ihbarın kaydedilmesi önemlidir. Örneğin; ”…. tarihinde ……. numaralı telefondan adının …… olduğunu ve nöbetçi Cumhuriyet Savcısı olduğunu belirten kişi ile yapılan görüşmede hasta …… durumu anlatıldı ve suç bildirimi yapıldı ” şeklinde kayıt tutulmalıdır.

Doç. Dr. Sadık Toprak 
Adli Tıp Uzmanı